elif
Benim adım Emily ve 17 yaşındayım. Ayrıca Robert adında küçük bir erkek kardeşim var. 15 Haziran’dı ve ertesi gün tatile gidecektik. Annem Robert’ı saçını kestirmek için berbere götürüp götüremeyeceğimi sordu. İlk başta reddettim ama çok meşgul olduğunu ve Robert’ın seyahatten önce saçını kestirmesi gerektiğini söyledi. Bu yüzden isteksizce kabul ettim. Ne tür bir saç kesimi yaptırması gerektiğini sordum ve “Sadece toparla, ne çok kısa ne de çok uzun.” dedi. Kabul ettim ve Robert ile birlikte berbere doğru yola koyulduk.
Biz geldiğimizde, berber tarafından saçı kesilen bir çocuk vardı. Ağabeyi berbere saçını nasıl keseceğini öğretiyordu ve berber de onun talimatlarını harfiyen uyguladı. Bunu izlerken aklıma bir fikir geldi: Sonunda Robert’ın bana verdiği tüm sıkıntının bedelini ödetebilirdim. Berber, çocuğun saçını ağabeyinin istediği gibi çok kısa bir kazıma kesimine kesti ve sonra dükkandan ayrıldılar. Şimdi sıra Robert’taydı.
Berber Robert’ın sandalyeye oturmasını söyledi, sonra bana döndü ve saçını nasıl kesmesi gerektiğini sordu. Tatile gideceğimizi ve Robert’ın saçının herhangi bir sorun yaratmayacak kadar kısa olması gerektiğini söyledim. Daha önce çocuğun saç kesimi kadar kısa olması gerektiğini ekledim. Robert hemen itiraz ederek, “Annem bu kadar kısa olması gerektiğini söylemedi!” dedi. Ancak berber omuz silkti ve saç kesme makinesini çalıştırdı. Önce yanları #3 numaralı saç kesiciyle tıraş etti ve sonra üstte #5 numaralı saç kesiciyi kullandı. Robert hayal kırıklığından ağlamaya başladı.
Berber bana döndü ve “Bu yeterince kısa mı?” diye sordu. “Hayır, daha da kısa olması gerekiyor.” diye cevapladım. Robert öfkelendi ve bağırdı, “Ne kadar daha kısa olması gerekiyor?” Berber tekrar saç kesme makinesini çalıştırdı, yanları koruyucusuz tıraş etti ve üst kısmı #3’e kısalttı. Sonra bana tekrar sordu, “Bu şimdi uygun mu?” Ona üst kısmın da sıfıra tıraşlanması gerektiğini söyledim. Berber başını salladı ve Robert’ın tüm kafasını sıfıra kadar tıraş etti. Robert ayağa kalkmak üzereydi ki kolunu yakaladım ve onu sandalyeye geri ittim.
Şaşırarak bağırdı, “Daha ne istiyorsun?” Berbere tıraş bıçağıyla kafasını tıraş etmesini söyledim. Berber kabul etti, tıraş kremi sürdü ve Robert’ın kafasını tamamen kel yapmak için tıraş bıçağı kullandı. Kafasında tek bir saç teli bile kalmamıştı. Gülmeyi bırakamadım ama Robert sandalyeden kalkarken ağlıyordu.
Sessizce eve yürüdük. Eve vardığımızda annem Robert’ı görünce şok oldu ve “Sana ne oldu?” diye bağırdı. Robert her şeyi anlattı ve annem bana dönüp yaptığım şeyin korkunç olduğunu ve sonuçları olacağını söyledi. Onu ciddiye almadım – 30 dakika sonra saç kesme makinesiyle odama dalana kadar.
Şaşkına dönmüştüm. Robert’a yaptığımın bedelini ödeyeceğimi söyledi. Beni oturttu ve belimdeki saçlarımı tıpkı Robert’ınki gibi sıfıra kadar kazıdı. Ben de ağlıyordum. Sonra Robert’ı çağırdı ve ondan özür dilememi istedi. Özür diledim.
Sonunda ikimiz de kel kafalarla tatile gittik. Ama annem henüz ders almadığımı düşünüyordu; saçımı sıfıra kadar kazıttı. Robert’ın saçları tekrar uzadı ama ben hala kel kafayla dolaşıyorum. Ve en kötü yanı? Annem yakın zamanda Robert’ın saçımı kendisi kazıtmasını sağladı ve o da memnuniyetle kabul etti.
Türkmüsün?