Ukrayna savaşında, Ukrayna’da 250 kişilik nüfusa sahip olan bir köyün saldırıya uğraması…
Rus askerleri gecenin karanlığını beklemeden köye saldırı yapar. Tüm erkekleri öldürür ve geriye kadınları bırakır. Yaşlıları ve çocukları kamplara götürürler. Kadınları bir ahırda toplayarak soyundururlar. Kadınlar, köyde yaşadıkları için saçları gerçekten çok uzun, ortalama en kısa bel hizasında uzunluk oluyordu. Geneli kahverengi, kalın ve dolgun saçlardan oluşsa da arada sarışınlar da vardı. Askerlerden birisi onların kafalarının tıraş edilmesiyle görevlendirildi. Geri kalanlar ahırdan çıktılar. Ahırın küçük bir odasına teker teker kadınları çağırıyordu. “İlk sırada olan girsin içeriye.” Askerin siki kalkmıştı. Kadın bunu farketmedi ve sandalyeye oturdu. Gelen kadının saçları kıvırcıktı ve acayip uzundu. “Sendeki saç koyun yünü gibiymiş.” Dedi asker. Kadın ağlıyordu. Asker, kadının toplanmamış saçlarını tutup sikine doğru çekti. “Benim için yapar mısın?” Diye sordu. Tabikide hayır diyecekti. Adam bundan zevk alıyordu. Hayır dediği gibi saçlarını da tıraş etmesi bir oldu. Kıvırcık ve hacimli saçlar yere düştükçe diğer kadınlar, pencereden içeri bakıyorlar ve kendi aralarında konuşuyorlardı. İlk kadının kafası gelişigüzel tıraş edildiğinde diğerini çağırdı. İçeriye sarışın ve koskocaman bir örgüsü olan kadın girdi. Örgü gerçekten büyük ve uzundu. Adam hiç konuşmadan örgüyü kesti ve yere attı. Saçlarını makine yerine makasla kesti ve diğerini çağırdı. İçeri giren kadının kahkülleri vardı. Siyah saçlı göçmen bir kadındı. Bacaklarına kadar gelen simsiyah, kalın ve dolgun saçları kesmek zor olacaktı. Asker bu saçlara yenik düştü. Sikini çıkarıp kadına sokmaya çalıştı ve başardı. Onu sikti. Daha sonra saçlarını at kuyruğu yapıp kesti. Ardından bir kutuya koyup saklamak istedi. Kadını yolladı. Bir diğerini çağırdı. Gelen kadının sarı saçları topuz şeklinde toplanmış, kafasının büyüklüğünde bir topuz yapmıştı. Asker “Şu saçlara bak, hiç kesmediniz mi, hiç medeniyet görmediniz mi?” Dedi ve kadınun topuzunu açtı. Tıraş makinesiyle kafayı tıraş etti. Daha sonra gelen kadın yerden kafasını kaldırmıyordu. Ama bu kadında göçmen gibiydi. Koyu kahverengi, düz ve yere kadar uzanan kuru saçlar. Kadın at kuyruğu şeklinde topladı. Asker, kadının at kuyruğunu tutup çekerek “Ben sana birşey yap dedim mi?” Diye söylendi ve kuyruğu keserek kadının ağzına soktu. Sikini kadının yüzüne vurdu ve dışarı attı. Diğer gelen kadın ise köyden değilmiş gibiydi. Kızıla boyanan hacimli, gür ve kalın saçları beline gelen iki at kuyruğu şeklinde toplanmıştı.
“Domal.” Tek söylediği buydu askerin. Kadın şaşırdı, hatta delirdi. Adam yerden bir tutam saç alıp kadının ağzına soktu ve susturdu. Kuyruklarından tutup göt deliğine sikini yerleştirdi. Ve birkaç dakika boyunca sikti. Daha sonra at kuyruklarını kesti. Kafasını da tıraş etti. Adam yanlış bir adım attı ve bir saça değip kaydı. Ama düşmedi. Yerler ağzına kadar saç ile dolmuştu. Adam saçların tamamını kucaklayıp kapıyı açtı ve kadınların önüne attı. Geri kalan kadınların da kafalarını kazıdı ve saçlar tüm ahırı kaplamıştı.